“Tek Sağlık” Üzerine Röportaj
Derneğimizin Bilim Danışmanı Prof.Dr. Banur BOYNUKARA hocamızın Ankara Üniversitesi, Veteriner Fakültesi Klinik Öncesi Bilimler Bölüm Başkanı ve Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof.Dr. Hakan YARDIMCI ile “Tek Sağlık” üzerine gerçekleştirdiği röportajını okuyucularımızın ilgisine sunuyoruz.
Kendinizi kısaca tanıtır mısınız?
Mardin’de 1961 yılında doğdum. Ancak çocukluğum ve üniversitede fakülte dışındaki zamanım 1962’den itibaren egede, özellikle başta İzmir Karşıyaka olmak üzere, Manisa ve Burhaniye’de geçti. Cumhuriyet Savcısı olan babamın son görev yeri olan Ankara özellikle fakülte ve kariyer nedeni ile demir attığım son yer oldu. Öğrenci olarak 1979 yılında girdiğim fakültemden 1984 yılında Veteriner Hekim olarak mezun oldum. Kariyer yapmaya karar verdikten sonra, aynı fakültede Mikrobiyoloji Anabilim Dalında doktoraya başladım, 1985’te Araştırma Görevlisi oldum, 1989’da Mikrobiyoloji Doktoramı tamamladım. Bu arada, 2 ay Almanya’da, Hannover Veteriner Fakültesinde proje çalışmalarına katıldım. Doktoradan sonra yedek subay olarak askerlik görevimi yaptım. 1992’de Fakültemin Mikrobiyoloji Anabilim dalında Yardımcı Doçent, 1995 yılında Doçent ve 2001 yılında da Profesör unvanı aldım. Halen Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Klinik Öncesi Bilimler Bölüm Başkanı ve Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı olarak görev yapıyorum. Fakültemizin çalışmakta olan en kıdemli hocalarındanım; Kariyerim içerisinde fakültede görev yaptığım sürece birçok devlet ve üniversite görevlerinde bulundum. Bunlardan bazıları, Biyogüvenlik Kurulu başkanı, TÜBİTAK ULAKBİM Yaşam Bilimleri Veri Tabanı Komitesi başkanı, Ankara Üniversitesi Hayvan Deneyleri Yerel Etik Kurulu başkanı görevlerimdir. Açıkladığım görevlerim kapsamında Türkiye dışında birçok ülkede Türkiye’yi temsilen görev yaptım. Üç defa Birleşmiş Milletlerde Türkiye’yi temsil ettim. Ayrıca Avrupa Birliği’nin gıda otoritesi (EFSA) toplantılarında da Türkiye adına bulundum. Halen Türkiye Zoonotik Hastalıklar Milli Komitesi Başkan yardımcısı görevim devam etmektedir. Tarım ve Orman bakanlığı ile Sağlık Bakanlığının ilgili komisyonlarında uzman olarak görevlerim vardır. Alanımda yayınlanmış birçok makalem ve kitap bölümü yazarlıklarım bulunmaktadır. Birçok ulusal ve uluslararası kongre ve sempozyuma katıldım.TV / radyo programları ve sosyal medya ile toplumu bilgilendiren açıklamalar yaptım. Binlerce öğrenci mezun ettim, onlarca doktora ve yüksek lisans öğrencim oldu. Evliyim ve üniversitede okuyan bir kız çocuğu babasıyım.
Son zamanlarda sıkça duyduğumuz Zoonozlar ve Tek Sağlık Kavramı hakkında bilgi verir misiniz. Nedir Zoonoz? Nedir Tek Sağlık?
Omurgalı hayvanlardan insanlara, doğal olarak geçebilen hastalıklar Zoonotik Hastalık veya zoonoz olarak adlandırılmaktadır. “Louis Pasteur tarafından kuduz aşısının başarı ile kullanıldığı 6 Temmuz 1885 tarihine atfen, her yıl 6 Temmuz’da Dünya Zoonotik Hastalıklar Günü olarak anılıp kutlanmaktadır. Hayvanlarla insanlar arasında 200’den fazla ortak hastalık mevcut olup, bunların bir kısmı direk temasla bir kısmı hayvansal ürünler aracılığı ile bulaşmaktadır. İnsanların bulaşıcı hastalıklarının %60’ı hayvanlardan veya hayvansal ürünlerden kaynaklanmaktadır. Dünya üzerinde her yıl 2 milyar vaka olduğu ve 2,7 milyon insanın zoonotik hastalıklardan öldüğü tahmin edilmektedir. Yeni çıkan insan bulaşıcı hastalıklarının (Ebola, HIV, influenza, SARS, MERS ve Covid-19 dahil olmak üzere) en az %75’i hayvan kaynaklıdır. Her yıl görülen 5 yeni insan hastalığının 3 tanesi hayvan orijinlidir. Biyo-terör amacı ile kullanılma potansiyeli olan mikropların %80’i zoonotik patojen, yani hayvan hastalığı etkenidir. Gıda kaynaklı hastalıkların %90’nından fazlası hayvansal gıdalarla ilişkilidir. Zoonotik hastalıkların ortaya çıkmasında başlıca sosyo-ekonomik ve çevresel etkiler, küreselleşme ve iklimsel değişikliklerin rolü büyüktür. Ayrıca, yeme alışkanlıklarındaki değişiklikler, nüfus artışı ve risk altındaki nüfusun giderek artması, zoonotik hastalıkların artmasına yol açmaktadır. Türkiye’de Sağlık Bakanlığı’nın tehlikeli görüp ihbarını mecbur kıldığı 50 hastalıktan 26’sı hayvanlardan insanlara bulaşan hastalıklardır. Halen Türkiye’de en çok rastlanan zoonotik hastalıklar olarak Bruselloz (Malta humması), Şarbon, Salmonellozis, Tüberküloz, Kırım Kongo Kanamalı ateşi, Toksoplazma, Kisthidatik ile Kuduz hastalığı sayılabilir. Türkiye Sağlık Politikaları Enstitüsü (TÜSPE) tarafından 2020 yılında yapılan bir yayında 2016-2018 yılları arasında yalnızca Brusellozdan meydana gelen insan ve hayvanlarla ilgili giderlerin tutarı yaklaşık 710 milyon TL dir. COVID-19 pandemisi bu tabloyu daha fazla ağırlaştırmıştır.
Dünya, özellikle ikibinli yıllardan itibaren, salgın hastalıklar çağına girmiştir. Çevremize baktığımızda gördüğümüz ve eleştirdiğimiz birçok konu aslında bu dönemi hazırlayan nedenlerdir. Nüfus artışı, şehirleşme, ekosistemin tahribi, küresel ısınmaya bağlı iklim değişikliği, gıda kıtlığı, temiz su kaynaklarının giderek azalması ve kuraklık, çevrenin geri dönüşümsüz atıklarla kirletilmesi, küresel ulaşımın kolaylaşması, antimikrobiyel maddelere olan direncin artması, başlıcalarıdır. Bütün bunlar, yeni hastalıklar yanında, eski hastalıkların da yeniden ortaya çıkmasına neden olmuş ve devam edecek gibi görünmektedir. Anılan sıkıntılar, dünyamızı klinik belirtiler veren bir hastaya çevirmiştir. Bu hastalığın çözümü merkezde veteriner ve insan hekimi olacak şekilde ziraat mühendisi, gıda mühendisi, biyolog, zoolog, ekosistem uzmanı, sosyolog gibi mesleklerin işbirliği ile çalışacağı Tek Sağlık sistemidir. Tek Sağlık yaklaşımı yerel, ulusal ve evrensel anlamda insanların, hayvanların ve çevrenin tam sağlığa ulaştırılması için farklı disiplinlerin birlikte çalışması ve işbirliğini ifade eder. Çünkü; hasta artık dünyamızdır. Gerek insan ve gerekse hayvan hastalıklarını hastanede klinik müdahalelerle kontrol altına alma dönemi bitmiştir. Halk sağlığı ve koruyucu hekimlik ön plana çıkmıştır. Hastalıkların kontrolü artık sahada olmalıdır ve hazırlayıcı nedenler ortadan kaldırılmalıdır. Tek sağlık konusu DSÖ, FAO, WOAH(OIE), UNEP gibi kuruluşlar tarafından önerilmektedir.
Tek Sağlık Konusunda Ülkemizde ve Dünyada neler yapılmaktadır?
Tek sağlık yaklaşımını tüm dünyaya anlatmak, farkındalık oluşturmak amacıyla her yıl 3 Kasım “Tek Sağlık Günü “ olarak anılmaktadır. Tek sağlık yaklaşımının etkinliği, özellikle veteriner hizmetleri ve halk sağlığı hizmetleri olmak üzere sosyal bilim, çevre ve yaban hayatı ile ilgilenen kurumlar arasında daha fazla sektörel denge kurulması ile sağlanacaktır.
Türkiye’de Tek Sağlık ile İlgili önemli Kurumsal Yapılar olarak sırasıyla ; Cumhurbaşkanlığı Sağlık ve Gıda Politikaları Kurulu, Sağlık Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı, Türkiye Zoonotik Hastalıklar Milli Komitesi, Ulusal Beslenme Konseyi ve Belediyeleri sayabiliriz. Bu kurum ve kuruluşların mevzuatlarında tek sağlık kavramının gerçekleştirilmesi için önerilen multisdisipliner bir sağlık yaklaşımı söz konusudur. Ayrıca, Tek Sağlık kapsamı içerisinde hazırlanmış 2 ulusal eylem planı mevcuttur. Bunlardan Türkiye Zoonotik Hastalıklar Eylem Planı (2019-2023) toplumu, zoonotik hastalıklar ve önlenmesi konusunda bilinçlendirmek, Zoonotik hastalıklar ile ilgili risk analizi yapmak ve tehditleri önceden belirlemek, ülke çapında zoonotik hastalıklar tanı laboratuvarlarını geliştirmek ve etkinliğini sağlamak, hastalıkların tedavisini güncel tutmak, İzleme, değerlendirme, koordinasyon ve planlama yapmak için hedefler koymuştur. Antimikrobiyal Direnç Stratejik Eylem Planı (2018-2023) planının hedefleri, Antibiyotik direnç sürveyansının güçlendirilmesi, Sektörler arası koordinasyonun güçlendirilmesi, akılcı kullanımın teşvik edilmesi, enfeksiyon kontrolü ve sürveyansın güçlendirilmesi, tarım sektöründe dirençlerin önlenmesi, farkındalığın artırılması olarak belirlenmiştir.
Dünya Sağlık Örgütüne Göre, Tek Sağlık yaklaşımının özellikle ilgili olduğu çalışma alanları Gıda Güvenliği, Zoonotik hastalıkların kontrolü, Entegre sürveyans sistemleri (Laboratuvar servisleri), İhmal edilen tropikal hastalıklar (Kuduz, Layşmanyazis, Ekinokokkozis, vs), Çevre Sağlığı/Çevresel Sağlık ve Antimikrobiyal direnç konularını içermektedir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ/WHO), Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü (WOAH) ve Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) hayvan-insan-çevre ara yüzünden kaynaklanan halk sağlığı tehditlerine çok sektörlü yanıtları teşvik etmek ve bunun nasıl yapılacağı konusunda teknik tavsiyeler sunmak için birlikte çalışmaktadır. Türkiye’nin de dahil olduğu Avrupa Bölgesinde DSÖ Tek Sağlıkla ilgili faaliyetlerin koordinasyonunu güçlendirmek için Nisan 2021’de FAO, WOAH, UNEP ve WHO, Bölgesel Tek Sağlık Koordinasyon Mekanizmasını başlatmıştır. Buna göre; Mekanizma, mevcut kaynakları daha iyi kullanmayı ve geliştirilmiş iş birliği, koordinasyon ve öncelik belirleme yoluyla ülke etkisini en üst düzeye çıkarmayı amaçlamaktadır. Ayrıca, AMR (Antimikrobiyel Direnç) dahil olmak üzere Tek Sağlıkla ilgili konularda çalışan ortakları bir araya getiren bir ortak platformu oluşturmaktadır. Son olarak 17 Ekim 2022’de İnsanlara, Hayvanlara, Bitkilere ve Çevreye Yönelik Sağlık Tehditlerini Ele Almak İçin Birleşmiş Milletlerin adları geçen 4 kuruluşu tarafından “Tek Sağlık ortak Eylem Planı” (2022-2026) başlatılmış ve program yayınlanmıştır. Tek Sağlık konusundaki bu ilk ortak plan, sağlık tehditlerini toplu olarak daha iyi önleyebilmek, tahmin ve tespit edebilmek ve bunlara yanıt verebilmek için sistemleri ve kapasiteyi entegre edecek bir çerçeve oluşturmayı amaçlamaktadır.
Türkiye’de Tek Sağlık kavramının geldiği yer itibarı ile sonuç ve önerileriniz nelerdir?
Yukarıda açıkladığım konular kapsamında bakıldığında Türkiye’de Tek Sağlık kavramı için girişimler yapılmıştır. Ancak, Tek Sağlık Sistemi için kurumsal yapılar, mevzuatlar ve bazı eylem planları varsa da bunlar henüz sistematik çalışma için yeterli durumda değil ve/veya organize edilmemiştir. Türkiye’de dünya ile entegre bir Tek Sağlık Sistemi kurulması için gerekenler yapılmalı ve eksiklikler acilen giderilmelidir.
Önerilerimi maddeler halinde sıralayabilirim:
- Türkiye’de Tek Sağlık konusunda dünya ile entegre Çok Sektörlü Koordinasyon Mekanizmasının resmi olarak kurulması ve işletilmesi için en kısa zamanda paydaşları ile birlikte bir Ulusal Tek Sağlık Sistemi Çalıştayı yapılmalıdır.
- Yapılacak Çalıştaylar ile mevzuatı da içeren bir Ulusal Tek Sağlık Sistemi oluşturulmalıdır. Bu amaçla, DSÖ, FAO, WOAH ve UNEP gibi kuruluşlarla proje çalışması, danışman gibi destekler alınabilir.
- Sağlık Bakanlığında ve/veya Tarım ve Orman Bakanlığında bu çalışmaları yürütecek bir sorumlu Daire Başkanlığı belirlenmeli ve Tek Sağlık Mevzuat çalışmaları bu daire sorumluluğunda yürütülmelidir.
- Tek Sağlık çalışmaları için Türkiye Zoonotik Hastalıklar Milli Komitesi daha etkin hale getirilebilir.
- Tek sağlık sistemine uygun olarak doğrudan Cumhurbaşkanlığına bağlı multi disipliner bir Hastalık Kontrol ve İzleme Merkezi ve buna bağlı Merkezi bir Araştırma Enstitüsü kurulabilir.
- Zoonotik hastalıklara ve Antimikrobiyal Dirence ilişkin epidemiyolojik çalışmalar artırılmalı, entegre bir veri tabanı oluşturulması için şimdiden altyapı çalışmalarına başlanmalı ve zamanı geldiğinde Ulusal Tek Sağlık Sistemine entegre edilmelidir.
- Tıp ve Veteriner fakülteleri ile araştırma enstitüleri arasında tek sağlık konseptine yönelik açılımlar yapılmalı ve işbirliği geliştirilmelidir.
- 7. İnsan ve Veteriner hekimleri dışında, konu ile ilgili diğer meslekler ve eğitimleri için farkındalık çalışmaları yapılmalıdır.
Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Veteriner Fakültesi Öğretim Üyesi. Derneğimizin bilim komisyonu ve Doğanın Sesi dergisi hakem kurulu üyesidir.
Tek sağlık sistemine içtenlikle katılıyorum ve bu bilgiyi bizlerle paylaşım yaptığınız için teşekkür ediyorum.
Tek sağlık şunu da basara bilirse sağlıkta devrim olur birlikte yaşadığımız ďunyada hayvanlar gibi bağışıklık sistemimizinde sıkıntılar çözülecek dır