BİR AKDENİZ FOKU KAÇ LİRA EDER?
Şimdi bu soru da nereden çıktı dediniz. Hamsi stoklarının yok olma sorumlusu olarak yunusların bulunması üzerine geçmişte bir toplantımız geldi aklıma.
Sanırım 1996 yılıydı. Akdeniz’de Akdeniz Foku nesli kritik şekilde azalmış, taraf olunan Sözleşmelerle korunması lazım, denizlerde tahminen 50 birey olduğu söyleniyor. Türü tehdit eden sorunlar her zamanki gibi aslında insan faaliyetleri. Habitat kaybı, trol ağlarıyla yapılan aşırı balıkçılık ve yoğun turizm faaliyetleri gibi temel sorunların oluşturduğu diğer alt sorunlar. Bilim insanları ve sivil toplum kuruluşları türün korunması için tedbirlerin artırılmasını, ilgili sektörler korumadan kaynaklanan kayıplarının çözümünü bekliyor. Biz de Çevre Bakanlığı olarak tarafları bir araya getirmek ve koordinasyondan sorumluyuz. Ulusal Akdeniz Foku Koruma Komisyonu kurulmuş. İlgili bütün kurumlar, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları ve sektör temsilcileri bir masanın etrafında, Akdeniz Foku’nun korunması için görüş alışverişinde bulunuyor. Trol balıkçılığı yapan sektör temsilcisi sözü aldı. Hiç unutmuyorum. Öyle bir başladı ki söze ve o kadar çok konuştu ki hararetle parasal kayıplardan bahsederek, Akdeniz’in bütün balık stoklarını bitirmekten sorumlu, kocaman Akdeniz havzasında sadece 50 birey kalmış, Akdeniz Foku’nun bu temsilcinin gözünde kaç lira edeceğini merak etmiştim. Hatta sanırım mesleğe henüz yeni başlamış olmasam o gün cesaret edemediğim soruyu sorardım kendisine “Bir Akdeniz Foku Kaç Lira Eder?” diye.
Aslında bugün olsa bu sorunun cevabı da uzmanlarca çok önemli artık. Deniz ekosisteminin bütünlüğünü ve sağlıklı bir ekosistemin balık stokları açısından değerini ortaya çıkarır, bunun en önemli göstergesi Akdeniz Foku’nu kıymetlendirebiliriz.
O gün nasıl Akdeniz’de balıkçılık sektörü için sorun popülasyonu 50 birey kalmış Akdeniz Foku ise bugün de hamsi stokları için Marmara ve Karadeniz’de sorumlu bulunmuş. Yunuslar.
Oysa balık stokları hiçbir zaman besin zincirinin üstünde yer alan ve ekosistemin sağlıklı olduğunun da göstergesi olan bu memeli türleri tarafından yok edilmedi. Akdeniz’de dip trolü yapanlar deniz dibini tahrip edip, avlanma derinliği ve ağlarındaki göz açıklıkları ile yaptıkları aşırı avcılık nedeniyle yarattıkları sorunları, sürdürülebilir olmayan turizm ve tarım faaliyetleriyle denizleri kirletmekten sorumlu olanlar yaptıklarını hiç hesaba katmadılar.
Karadeniz’de deniz ekosistemini besleyen nehirleri barajlarla kapatıp denizdeki balıkların besini olan plankton stoklarının azalmasından, denize döktüğümüz aşırı kirleticiler nedeniyle deniz tabanından yüzeye doğru azalan oksijensiz tabakadan kaçan balıkların deniz yüzeyine yakın oksijenli daralan tabakaya sıkışmasından, balıkçılık için izin verilen derinliğin 20m olarak hala balıkların üreme aralığında kalmasından, balık ağ gözü açıklıklarına uyulmadan, kıyıda dolgu yapılarak yok edilen üreme ve saklanma alanlarından, iklim değişikliğinin yarattığı sorunları yeterince değerlendirmeden sanırım bu sefer de balık stoklarına verilen zararların hesaplanmasında suçu Yunuslara atmak kolay gelmiş. Ben de bu sefer sorumu sorayım o zaman. Yok olan ekosistemler ile Yunusların özgürce dolaştığı sağlıklı ekosistemlerin değerini ortaya koymak adına… ‘Bir Yunus Kaç Lira Eder?’
Doğa ve Sürdürülebilirlik Derneği kurucusu ve yönetim kurulu başkanıdır. 1994 yılında Çevre Bakanlığında Biyolog olarak göreve başladı. Meslek kariyeri boyunca çevre yönetimi ve doğa koruma konularında hem mesleğinde hem de gönüllü olarak çok sayıda proje, yayın ve kampanya çalışmalarına katıldı. 1999-2017 yılları arasında Türkiye Tabiatını Koruma Derneğinde gönüllü olarak aktif görevlerde bulundu, 2009-2017 tarihleri arasında Genel Başkan Yardımcılığı, aynı zamanda 2010-2018 yılları arasında Tabiat ve İnsan dergisi sorumlu yazı işleri müdürlüğü yaptı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığında Su ve Toprak Kirliliği İzleme Şube Müdürlüğü görevinden Nisan 2023'de emekliye ayrıldı.
Böylesine hassasiyet sahibi kıymetli insanlar… size minnettarız…
Bizler Balık Bitmesin derken bütün sucul hayati ve ekosistemin yok oluşundan bahsediyoruz…
Kıymetli yazınızı okudum, yenilerini görmek dileğiyle… selam ve saygilarimi sunuyorum.
Adnan Kasapcı
Teşekkür ederim.