ÇÖP TOPLAMAYI DEĞİL ATMAMAYI ÖĞRET! DÜNYA ÇEVRE GÜNÜ ve ÇEVRE AHLAKI

/ 5 Haziran 2019 / / yorumsuz
ÇÖP TOPLAMAYI DEĞİL ATMAMAYI ÖĞRET! DÜNYA ÇEVRE GÜNÜ ve ÇEVRE AHLAKI

Çevre bizi kuşatan hava, içtiğimiz su, beslendiğimiz toprak, genel olarak tüm canlıların yaşama ortamıdır. Ekolojik anlamda ise insanla ilişkili canlı, cansız her şeydir.

Çevre için duyarlılık; insanla, yaşadığımız çevre-doğa-dünya ve tecrübe edindiğimiz olaylarla ilişki kurmak, hassasiyet göstermek, sorumluluk almaktır.

Çevre  kirliliği çöp toplama boyutunu aştı. Farkındalık eğitimle sağlanır. Hava ,su ve toprak kirliliğine dikkat.  Uzmanlar; hava kirliliğinin  Türkiye’de her yıl yaklaşık 30 bin kişinin erken ölümünden sorumlu olduğunu, temiz olmayan su topraktan elde edilen  kimyasallı tarım ürünlerinin hastalıkların nedenini oluşturduğunu bildirmektedirler.  Uzmanlar; çevre  kirliliğinin sağlık, refah ve insan haklarını etkileyen büyük bir tehdit olduğunu ve başta çocuklar, yaşlılar ve yoksullar olmak  üzere en savunmasız kişileri oransız bir şekilde etkidiğini. Hava su toprak kirliliğini azaltarak; inme, kalp hastalıkları, akciğer kanseri ve astım da içinde olmak üzere kronik ve akut solunum-dolaşım sistemi hastalıklarının yükünü azalacağını bildirmekteler.

Çevre ahlakı; insanın çevreye bakışıdır. Bu bakıştan beklenen yaşadığımız yeri gelecek nesillere yaşanabilir bırakmaktır. Ahlak dışı olan; vicdanımızı, çıkarılan kanunlara ve bilim insanlarının önerilerini göz ardı ederek, her türlü çıkar için, yandaşlık, yakınım vb. kişisel   çıkarlarla çevrenin tahribini görmezden gelmek, engel olmamak ;sorgulamamaktır..

İnsanların sağlıklı bireyler olarak varlıklarını sürdürebilmeleri, ekonomilerinin güçlü olmasının yaşadıkları doğal çevreyle sıkı sıkıya ilişkilidir. Unuttuğumuz yalın bir gerçek var! İnsan olarak özellikle çevrenin ve doğanın korunmasına, var olma koşullarına hala ilgisiz kalıyorsak, bizi bekleyen büyük tehlikenin de hala farkında değiliz demektir. Sözün özü, bu yaklaşım, bu umursamazlık dönüp dolaşıp hepimizi olumsuz etkileyecek ve doğaya bedel ödemekten kaçınamayacağız. Doğa bize değil biz doğaya mecburuz.

Göllerimiz yaşamın olmazsa olmazı olan içme suyunun kaynağı üretim yeridir . Sulakalanlar ne kadar temizse çevresinde ve ondan yararlananların yaşamı rahat sağlığı güvence altındadır. İşte bu nedenle devletimiz gölün korunması için yasalar çıkarmıştır. Ama bazı “yetkililer” bu yasaların arkasını dolanma alışkanlıklarını devam ettirmeyi alışkanlık haline getirmemelidir. Yasalar bellidir yasa savunulmalıdır…. Yetki verilende çevrenin bir sakinidir.

 Çevre ahlâkı, ilk olarak birinci derecede insanla ilgilidir.   Eğirdir’imizin güzelliklerin emanet olduğu düşüncesiyle değerlendirilmesinin  bir önem kazanacağı olmalıdır.  Bu anlayış insanın sadece diğer insanlara karşı sorumluluğunu değil, gelecek nesillere karşı da sorumluluğunu gündeme getirmektedir.

Her insan çevresindeki varoluşunun tamamını, birer emanet olduğu bilinci  içerisinde, sevmek ve korumakla sorumludur. Bu sorumluluk, zorlamaktan öte, sevgi ve ahlaki temelli bir sorumluluktur. Yeni nesillere davranış olarak kazandırılabilmesi için, eğitimin bütün kademelerinde çevre ahlakına-, karşı vicdanlı olmayı, çıkar için çevreye verilen zararın geri dönüşünün bir çok bedellere neden olacağını kavrayıp-öğretip; gerekli önem verilmeli ve yetişkinlerin de onlara birer rol model olarak uygulamalarını göstermeleri gerekmektedir.

İnsanlığın,  çevre ahlakının tahribi ve bu problemlerin üstesinden gelebilmesi için, bencilliği  reddederken,  başkalarının yararını da kendi yararı kadar gözetmeli, diğer insanlara maddi veya manevi kişisel çıkar gözetmeksizin yararlı olmaya çalışmalı, gelecek kuşakların yaşamı için fedakarlığı ön plana çıkarmak görevini yerine getirmesi gerekmektedir.

Çevre kirliliği; artık atılan poşet, kağıt-pet vb. kaba çöplerden daha çok elektronik-biyolojik ve kimyasal kirlilikle tehlikeli boyutlara ulaşmış durumda… Yılda bir okul çocuklarıyla ve insanlarla yapılan çöp toplama günlerinde için, öncelikle sormak gerek okulunuzun bahçesi evinizin önü ne kadar temiz!  Çocuklara çöp toplamayı değil, “çöp” atmamayı öğretmek gerek. Herkes evinin içini ve önünü temiz tutsa sorun çözümlenir..

Gelecek nesillerinizi seviyorsanız çevreyle mücadele etmeyiniz. Para kazanabilir fakat hep kaybeden olursunuz… Çevreyle barışık yaşayınız…

Avatar photo

Süleyman Demirel Üniversitesi, Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi emekli öğretim üyesi ve Su Enstitüsü kurucusu, sulak alanlar ve sulak alanların korunması üzerine çok sayıda çalışması bulunan Limnolog Dr. Erol Kesici, derneğimiz üyesi ve bilim danışmanıdır.

Yorum yaz