Giysilerimizden kaynaklanan polyester iplik parçaları sucul yaşamı plastik mikrogranüllerden daha fazla tehdit etmektedir
Çamaşırlarımızı her yıkadığımızda nehirlere, göllere ve denizlere karışan ince polyester iplik parçalarının, mikrogranül şeklindeki mikroplastiklere göre hayvanlara çok daha fazla zarar verdiği anlaşıldı. Araştırmacılar, mikroplastiklerin mikrogranüller ve iplikler şeklinde olmalarının etkisini tatlı su göllerinde yaşayan küçük bir kabuklu olan Ceriodaphnia dubia üzerinde incelediler. Her iki plastik türünün de toksik olmasına rağmen, mikroipliklerin daha fazla zarara neden olduğu tespit edildi. Her iki mikroplastik şeklinin de hayvanların büyümesini zorlaştırdığı ve üreme yeteneklerini azalttığı bulunmakla birlikte, mikroipliklerin etkisinin daha ileri seviyelere ulaştığı ve ayrıca kabukluların vücudunda ve antenlerinde gözle görülür bozulmalara neden olduğu anlaşıldı.
Mikroplastikler, denizler ve tatlı su ortamları için ciddi bir riskler meydana getirmektedir. İngiltere’de Bilim ve Teknoloji Ofisi tarafından 2016 yılında yayınlanan bir raporda, İngiliz-Fransız Kanalındaki balıkların üçte birinden fazlasının mikroskobik plastik döküntülerle kirletildiği açıklanmıştır. Plastikler çok farklı yollardan göllere ve denizlere girebilmektedir. Örneğin, atık su arıtma tesislerinden atılan atık sular denizlere ulaşan mikroplastiklerin en önemli kaynaklardan biridir.
Mikroplastik polietilen (PE) granüller, bir süredir sucul ekosistemler için ciddi problem olarak kabul edilmektedir. Balıklar ve diğer istiridye ve midye gibi suyu filtre ederek beslenen deniz hayvanları tarafından bu plastiklerin besin olarak alınabildiği bilinmektedir. Bu plastikler yenildiklerinde, suda yaşayan hayvanların sindirim sistemlerinde birikerek canlıları gerçek yiyeceklerin tüketilmesinden alıkoyabilmektedir. Bu durum sucul canlıların büyümesini ve üreme yeteneklerini engellemektedir.
Bir araştırmada, suyu filtre ederek beslenen canlıların mide içeriğinin %58 kadarının PE mikroplastiklerden oluştuğu tespit edilmiştir. Plastik, tüm besin zincirini zehirleyebilmektedir. Çünkü bu canlılarla besleyen yırtıcılar, midelerinde çok daha fazla mikroplastik granül biriktirmektedir. Mikroplastiklerin insan sağlığını da etkileyebileceğine dair ciddi kaygılar vardır, çünkü etkilenen deniz hayvanlarının birçoğu tabaklarımızda deniz ürünleri olarak yerini almaktadır.
Mikrogranüllerin yanı sıra atık sular milyonlarca küçük plastik iplik parçaları içerebilmektedir. Bu mikroiplikler, polyester, naylon ve akrilik gibi sentetik kumaşlardan kaynaklanır ve çamaşırlarımızı her yıkadığımızda su kaynağına ulaşmaktadır. Bir çamaşır makinasından yıkama ile yaklaşık 700.000 plastik iplik açığa çıkabilmektedir. Avrupa Komisyonu, Avrupa Kimyasallar Ajansı’ndan, kimyasallar mevzuatı (REACH Tüzüğü) uyarınca ürünlere bilerek eklenen mikroplastik maddeyi kısıtlamak için bir dosya hazırlamasını talep etmiştir.
Uluslararası Doğa Koruma Birliği (IUCN) tarafından hazırlanan bir raporda, her yıl okyanusa bırakılan 9,5 milyon ton plastikten % 15-30’unu mikroplastik ipliklerin oluşturduğu ortaya çıktı. Bu, gezegendeki her insanın, her hafta okyanusa bir plastik poşet atması anlamına gelmektedir.
Bu çalışmada, araştırmacılar, tatlı su göllerinde yaşayan küçük bir kabuklu su piresi (C. dubia) ‘nın hayatta kalma, büyüme ve üreme sağlığı üzerindeki mikroplastik polyester iplikler ve polietilen mikroplastik granüllerin etkisini incelemiştir. Akut maruziyetin etkisini ölçmek için, C. dubia’yı 48 saat boyunca üç cam bardağa yerleştirdiler. Her bir beher, 25 ml mineral suya karıştırılmış farklı mikroplastik granül (0.5-16 mg / L) veya mikroplastik iplikler (0.125−4 mg / L) içermiştir. Bazı C. dubia’ da, sadece su içeren kontrol bardaklarına ya da bir çözücü ile karıştırılmış bir suya yerleştirilmiştir.
Kronik maruziyetin etkilerini hesaplamak için araştırmacılar, C. dubia‘yı, sekiz gün boyunca çeşitli mikrogranül ve iplik konsantrasyonlarında (PE mikrogranüller için 62.5 −2000 μg / L ve polyester iplikler için 1.25−1000 μg / L) karışımlarda bıraktılar. Kontrol organizmalarını da, aynı zamanda su ve çözücü beherlerinde bıraktılar.
Araştırmacılar hem polyester mikroplastik ipliklerin hem de mikroplastik PE granüllerin C. dubia‘ya toksik etkisinin olduğunu bulmuşlardır. Her iki mikroplastik tipinin en yüksek konsantrasyonlarına kısa süreli maruziyet, (polyester iplikler için 4mg / L ve PE granüller için 8 mg / L) ölümcül olmasına rağmen, bu konsantrasyonların doğada bulunma olasılığı düşüktür. Bununla birlikte, çalışma, doğada görülenler de dahil olmak üzere daha düşük mikroplastik konsantrasyonlarına uzun süreli maruz kalmanın deformasyonlara, büyüme bozukluklarına ve C. dubia‘nın üreme kabiliyetinin azalmasına neden olabileceğini bulmuştur. Polyester iplikler için, 500 μg / L’lik bir konsantrasyon, genç ve yetişkin vücut büyüklüğünün sayısını önemli ölçüde azaltmak için yeterli iken, PE mikrogranüllere daha yüksek bir maruziyet, benzer bir etki yaratmak için gerekli olduğu bulunmuştur (yenidoğan sayıları için 2000 μg/L, yetişkin vücut ölçüsü için 1000 μg/L).
İlginç bir şekilde, iplikler su pireleri için mikrogranüllerden daha zehirliydi. Hem granüllere hem de ipliklere kronik maruziyet, kabukluların vücut büyüklüğünü ve ürettikleri yavru sayısını azalttığı halde, bu etki iplikler için daha büyüktü. Örneğin, 1000 μg / L PE mikro granül konsantrasyonuna maruz bırakılan su pireleri kontrol beherden bir pireye göre %56 daha az yavruya sahipken, aynı konsantrasyonda polyester ipliklere maruz bırakılan su pireleri %84 daha az yavru üretebilmişti.
Araştırmacılar, iki tür mikroplastiğin etkilerininin farklı şekillerde ortaya çıktığına inanıyorlar, çünkü mikroipliklerin ve granüllerin birlikte karıştırılmasının sucul kabuklulara beklenildiği kadar zarar vermediğini gördüler. C. dubia‘nın PE mikrogranülleri muhtemelen yanlışlıkla yiyecek olarak tükettiği tartışılıyor ve bu durum hayvanların midelerinin içine bir mikroskopla baktığında onaylanmaktadır. Araştırma sırasında onların bağırsakları, küçük beyaz PE granüllerle doluydu ve su pireleri maruz kaldıkça, mideleri daha dolmaktaydı. Tam dolu bir mide, organizmaları hayati enerjiden yoksun bırakarak gerçek yiyecekleri yemekten alıkoyabilir. Tükenmiş enerji rezervleri ile, C. dubia büyümenin ve çoğaltmanın yerine hayatta kalmaya çalışmakta ve bu da daha az sayıda yavruya neden olabilmektedir.
Öte yandan mikroplastik iplikler yiyecek olarak ele alınmamış, aksine kabukluların yüzebilme kabiliyetine müdahale etmeye başlamışlardır. Yüksek konsantrasyonlarda, canlılar liflere dolanmış ve hareketsiz hale getirilmişlerdir. Mikroskopik incelemeler daha düşük 500 µg/L konsantrasyonlarına uzun süre maruz kalmanın kabuk ve antenlerde deformasyonlara neden olduğunu göstermiştir. İpliklerle fiziksel temasın ve bedendeki hasarın stresinin, üreme ve büyümeyi azalttığı şeklinde açıklanmaktadır.
Bu çalışma, mikroplastik ipliklerin suda yaşayan hayvanlara yapabileceği ciddi zararı gösteren ilk çalışmalardan biridir. Şimdiye kadar, politika yapıcıların odak noktası mikrogranüller üzerinde olmuştur. Kozmetikte mikrogranüllerin kullanımını yasaklayan ya da yasaklamayı planlayan AB üye ülkeleri arasında Finlandiya, Fransa, İrlanda, Lüksemburg, İsveç ve İngiltere bulunmaktadır. Ancak, bu araştırma, kıyafetlerimizden kaynaklanan mikroplastik ipliklerin de aynı şekilde zararlı olabileceğini düşündürmektedir.
AB üye ülkelerinin 2020 yılına kadar “deniz çöpünün özelliği ve miktarlarının kıyı ve deniz ortamına zarar vermemesini güvence altına almasını gerektiren” Deniz Stratejisi Çerçeve Direktifi (DSÇD) aracılığıyla okyanuslardaki plastiklerin birikmesiyle mücadele etmeye çalışıyor. Avrupa Komisyonu, Ocak 2018’de, plastikler hakkında Avrupa çapında hazırlanan bir stratejiyi duyurdu. Strateji, ürünlere mikroplastik eklenmesinin sınırlandırılması ve lastik, tekstil ve plastik üretim peletlerinden kaynaklardan mikroplastik kirliliğin engellenmesi eylemlerini içermektedir. Avrupa Komisyonu tarafından yapılan özel bir çalışma, diğer alanların yanı sıra, su ortamında mikroplastik ipliklerin salınımını ve bunların sosyoekonomik ve çevresel etkilerini azaltma seçeneklerini araştırmıştır. Plastik stratejisinin takibinde ve yukarıda bahsedilen çalışmayı göz önünde bulundurarak, Avrupa Komisyonu mikroipliklerin ortaya çıkardığı spesifik problemleri çözmek için hangi ek mevzuatın veya tedbirlerin gerekli olduğunu inceleyecektir.
KAYNAK:
http://ec.europa.eu/environment/integration/…
Yorum yaz