AHLAT AĞACINI AHLATMAYACAĞIZ

/ 26 Eylül 2021 / / yorumsuz
AHLAT AĞACINI AHLATMAYACAĞIZ

Yer Edirne ili Havsa ilçesi Necatiye köyü.  Yaklaşık 300 hektarlık bir merada 1 tek ağaç var. Ahlat ağacı.

Bugünlere kadar nasıl yaşadı.?

Köylülerin elmacı dede olarak tanıdıkları Salih Salık. Benim de Dedem.. Ahlat fidanı ağaç olma yolunda bir fidan iken, mandalar, inekler ve koyunlar zarar vermesin diye etrafını çalılar ile kapatıyor. Kırılmadan, ezilmeden herkes tarafından korunarak bugünlere gelmiş.

Neden ELMACI DEDE diye anılıyor..?

1911 doğumlu olup, 1975 yılında vefat eden dedemin 9 evladı var. E-5 yolu kenarındaki arsasının büyük bir bölümüne ağırlıklı olarak elma olmak üzere meyve ekiyor. Bahçede içme suyu kuyusundan elmalar kovalar ile çekilen su ile sulanıyor. Aslında bu kadar çok alana meyve ekmesinin bir nedeni de çocukları yazın taze meyve, kışında kurutulmuş meyve kurusu yemeleri için ekiyor.

Elmalar yetişince köy kahvesi ile evin arası yaklaşık 1 km. Her gün kahveye giderken  kuşağına elmaları koyuyor, sadece kendi çocuklarına değil, köyün çocuklarına da elma vererek kahveye gidiyor. Zamanın köyde yaşayan çocukları kahveye geliş saatini bilir yolunu gözlerler. Bir gün kuşaktaki elmalar biter, kahveye ulaşmaya az bir mesafe kalınca sokağa çıkan çocuk elma bekler ama kalmamıştır. O çocuk üzülmesin diye “bekle” der eve döner. Elma alarak geri döner ve o çocuğunda elmasını verir.

 

Gelelim ahlat ağacına

Kapıkule Demiryolu Hattı hızlı tren projesi için dolgu malzemesine ihtiyaç duyulunca, şirket yetkilileri köylülerin hayvanlarını otlattıkları ve geçim kaynağı olarak gördükleri meradan numuneler aldı. Hem de Mayıs ayında Pandemiden dolayı sokağa çıkma yasağı olduğu günlerde gelip alıyorlar. Bu olay 2 hafta sokağa çıkma yasağı günlerinde tekrarlandı.

Sokağa çıkma yasağından muaf olan hayvanlarını otlatan köylülerimizin çektiği fotoğraflarla ilgili yerlere şikayette bulunduk.

83 yaşında yaşam savunucuları CNN Yeşil Doğa Belgesel ekibine ahlat ağacının hikayesini anlatıyor.

Numune aldıkları alan ahlat ağacı ve çevresi,

Ahlat ağacı elbette ki önemli. Konu sadece ahlat ağacı değil. Merada ki Hayvan İçme Suyu Göleti de yok olacak.  Mera yok edilirse ahlat ağacı yok edilecek. Geçmişin mirası, ata yadigarı yok olacak. Mera yok olursa, hayvan içme suyu göleti yok olacak. Bunlar yok olursa ücretsiz kaba yem ihtiyacının ve sulamanın gerçekleştiği alan yok olunca hayvancılık bitecek..

Kısacası Mustafa Kemal Atatürk’ün adını verdiği köy yok olacak. Köy nereye gidecek.? Atalarımız dedelerimiz,  1877 – 1878 Osmanlı Rus  savaşında Şıpka balkanından güçlükler içerisinde  sonbahar aylarında köye gelecek, Çit ambarlarda kesilen karaçalıları duvar yaparak çamurla sıvayacaklar, çatısı saptan samandan yapılıp ilk kışı burada yaşıyorlar.  Birileri de gidin buradan diyecek. Hadi canım sen de…

 Gidecek yer yok. O halde yaşadığımız alanı geçmişimizi her şart ve koşulda bedeli ne olursa olsun savunacağız.

Gidecek biri var ise biz değil. Meramızı ahlat ağacımızı göletimizi ve köyümüzü vermiyoruz. Terk etmiyoruz.

İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Toprak İlmi ve Ekoloji Anabilim dalı Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. M. Doğan Kantarcı hocamızdan mera toprağı ve bitkileri konusunda  bilgi de aldık.

Mera binlerce yılda oluşan bir  ekosistem. Bu merayı Avarlar, Hunlar, Traklar, Karakaçanlar kullanmış, bugüne gelmiş,  Ben bunu kaldıracağım diyorsan, yanılıyorsun.  Herkes yoluna. İster karayoluna, ister tren yoluna…

Biz burada yaşadık, burada öleceğiz.

 

Avatar photo

Derneğimizin üyesidir. Kırklareli Doğa ve Kültür Derneği (DOKU) Derneği Yönetim Kurulu Başkanı ve Trakya Platformu Kırklareli Dönem Sözcüsü olarak görev yapmaktadır.

Yorum yaz