DÜNYA TOPRAK GÜNÜ: Toprağı canlı tut, toprak biyolojik çeşitliliğini koru
Bu yıl 5 Aralık Dünya Toprak Günü toprak biyolojik çeşitliliğinin önemine, korunmasına ve yok olma tehditlerine odaklanmıştır. Toprak; biyolojik, jeolojik ve kimyasal süreçleri yöneten büyük bir canlı organizmalar bütünüdür. Canlı bir varlıktır. Sağlıklı ve verimli toprakta süregelen ekolojik faaliyetlerin tamamında bitkiler, hayvanlar ve mikroorganizmalar rol oynar. Toprağın oluşumundan başlayarak, sağlıklı gıdanın oluşumu, iklim değişikliğinin etkilerinin azaltılması ve adaptasyon, su kaynaklarının korunması, kirliliğin azaltılması, böcek istilaları ve hastalıklara direnç gibi sayısız ekolojik işlev toprak biyolojik çeşitliliğinin varlığına bağlıdır.
Günümüzde toprak biyolojik çeşitliliği insan faaliyetleri ile yok olmaktadır. Arazi bozulması, inşaat faaliyetleri, anız yakılması başta olmak üzere yangınlar, şehirleşme ve sürdürülebilir olmayan bütün toprak yönetim uygulamaları bu eşsiz canlıları yok etmektedir. Bozulan ekolojik dengenin ve kaybolan toprak biyolojik çeşitliliğinin gelecekte yıkıcı sonuçları olabileceği çok açıktır.
Çok geç kalmadan toprak biyolojik çeşitliliği konusunda çok daha fazla araştırmaya, yenilikçi çalışmalara, kirliliğin azaltılmasına ve en önemlisi toprağın içinde barındırdığı ekolojik süreç ve döngülerle birlikte korunmasına ve toprak dostu uygulamalara ihtiyaç duyulmaktadır.
Topraklarımızın canlı varlığını yok eden büyüme anlayışı ile gelecek kuşaklara yaşanabilir bir dünya bırakamayız. Biz ne zaman topraktan bu kadar uzaklaştığımızı, ne zaman bu kadar toprağa tahammülsüz olduğumuzu bugün karşı karşıya kaldığımız salgın sürecinde kendimize sormalıyız.
Doğa koruma alanları, parklar ve bahçelerde bile toprağın üzerini ya çimenle ya da betonla kaplayıp toprağın geçirgenliğini engelliyor, toprak canlılarını öldürüyoruz. Küçük patika toprak bir yol neden yetmiyor hiçbirimize. Oysa toprağa basmakla topraklanır insan, negatif enerjisini atar. Çocuklar toprakta, toprakla oynamalıdır. Sağlıklı ve bağışıklık sistemi güçlü bireyler toprakla bütünleşerek yetiştirilir. Değerli topraklarımızı madencilik faaliyetleriyle kirletiyor, tükettikçe sağlıklı arazileri çöplüğe dönüştürüyor, bilinçsiz betonlaşarak inşaat hafriyatlarıyla ölü şehir toprakları yaratıyoruz. Yok ettiğimiz, bölüp parçaladığımız tarım arazilerinden daha fazla ürün alabilmek için kullandığımız aşırı gübrelerle, böcek ilaçlarıyla topraklarımızı doğal olarak gübreleyen ve verimliliğini artıran bütün organizmaları yok ediyoruz. Onları yok ettiğimiz için ortaya çıkan hastalıklarla ve zararlı böcek istilalarıyla baş edebilmek için daha güçlü yeni zehirler geliştiriyoruz. Toprak biyolojik çeşitliliğini yok ederken kendimizi de yok ettiğimizin farkına bile varamıyoruz. Oysa sağlıklı ve güvenli gıdamız ve suyumuz için toprak biyolojik çeşitliliği bize her türlü yardımı bedava sunuyor.
Toprak biyolojik çeşitliliği bizim sağlıklı bir yaşam için varlığına ihtiyacımız olan ama farkında olmadığımız bir hazinedir. Bu hazine birbiriyle ve bizimle güçlü bağı olan canlı organizmalar bütünüdür. Yok olduklarında yok oluruz.
Doğa ve Sürdürülebilirlik Derneği kurucusu ve yönetim kurulu başkanıdır. 1994 yılında Çevre Bakanlığında Biyolog olarak göreve başladı. Meslek kariyeri boyunca çevre yönetimi ve doğa koruma konularında hem mesleğinde hem de gönüllü olarak çok sayıda proje, yayın ve kampanya çalışmalarına katıldı. 1999-2017 yılları arasında Türkiye Tabiatını Koruma Derneğinde gönüllü olarak aktif görevlerde bulundu, 2009-2017 tarihleri arasında Genel Başkan Yardımcılığı, aynı zamanda 2010-2018 yılları arasında Tabiat ve İnsan dergisi sorumlu yazı işleri müdürlüğü yaptı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığında Su ve Toprak Kirliliği İzleme Şube Müdürlüğü görevinden Nisan 2023'de emekliye ayrıldı.
Yorum yaz