TERIAS PROJESİ KAPSAMINDA ANTALYA’DA KIRMIZI YANAKLI SU KAPLUMBAĞASI İSTİLACI TÜRÜ ÖZELİNDE DÜZENLENEN EĞİTİME KATILIM SAĞLADIK

Türkiye ve AB arasındaki Katılım Öncesi Mali Yardım programı (IPA II) çerçevesinde Tarım ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen “Türkiye’deki Karasal Ortamlarda ve İç Sularda İstilacı Yabancı Türlerin Oluşturduğu Tehditlerin Değerlendirilmesi (TERIAS)” projesi kapsamında, 1-2 Kasım 2021 tarihlerinde Antalya’da “Kırmızı Yanaklı Su Kaplumbağası (Trachemys scripta elegans) Türü Özelinde İstilacı Yabancı Türlerin Kontrolü ve Yönetimi Eğitimi”ne Derneğimizi temsilen üyemiz Biyolog Hasan KARAKAYA katılım sağlamış olup, açıklamaları aşağıda yer almaktadır.
Kırmızı Yanaklı Su Kaplumbağası (Trachemys scripta elegans ) “Dünyadaki En Tehlikeli 100 İstilacı Yabancı Tür” listesinde yer almaktadır ve ülkemizde de etkisini göstermeye başlamıştır. Gerekli önlemler alınmadığında hızlı bir biçimde çoğalarak yerel türleri baskılayacak ve ülkemizi ön görülemeyen bir dizi sorunla baş başa bırakacaktır.
Türün doğal dağılışı Amerika Birleşik Devletleri’nin doğusu ve Meksika’nın kuzeydoğusundadır. ABD’den 19 eyalet ve iki Meksika eyaletidir (Ernst vd. 2009, Global Invasive Species Database 2020, Uez vd. 2020).
Kırmızı yanaklı su kaplumbağası habitat olarak nehirler, hendekler, bataklıklar, göller ve göletler de dahil olmak üzere çok çeşitli tatlı su habitatlarında yaşar (Bringsøe 2006). Tür yumuşak zemini olan büyük durgun su kütlelerini, çok sayıda su bitkisini ve uygun güneşlenme bölgelerini tercih eder (Bringsøe 2006, Ernst vd. 2009). Tür zamanını yoğun bitki örtüsüne sahip su kaynaklarında besin arayarak veya kütükler üzerinde güneşlenerek geçirir. Yumuşak, çamurlu dipleri, su bitkileri ve güneşlenme için uygun alanları olan durgun suları tercih ederler (Global Invasive Species Database 2020).
İstilacı olarak ise Meksika’da ülke genelinde doğal hayata geri dönmüş (feral) popülasyonları; Amerika Birleşik Devletleri’nin bazı kesimlerinde (Arizona, Kaliforniya, Hawaii Adaları, kuzeydoğu Devletleri); Guadeloupe (Fransa): Grande Terre ve Basse Terre’de; Portekiz: özellikle güneyde yaygın; İspanya: düşük yüksekliklerde yaygın; Fransa: kuzey hariç yaygın; İtalya (ülke geneline dağılmış); Slovenya (İtalyan sınır bölgesine yakın); Yunanistan (Girit); Avusturya (Viyana bölgesi); Almanya; güneybatı İsviçre; Hollanda; Türkiye; İsrail; Güney Afrika; Tayvan; Tayland; Kamboçya; Endonezya ve Avustralya gibi birçok ülkede gözlemlenmiştir (van Dijk vd., 2011, Global Invasive Species Database 2020, Uez et al. 2020).
Kırmızı yanaklı su kaplumbağası, nispeten düşük fiyatları ve genellikle düşük besleme maliyeti, küçük boyutu ve kolay bakımı nedeniyle dünyanın en yaygın işlem gören sürüngenlerden biridir (Kraus 2009; Csurhes ve Hankamer 2016, Global Invasive Species Database 2020). Evcil kaplumbağa olarak oldukça yaygın olarak tercih edilen bu türün bakımı büyüdükçe zorlaşmaktadır. Bu yüzden beslemekte sorun yaşayan vatandaşlar tarafından bu tür halka açık kentsel parklara, doğal göletlere ve göllere salınmaktadır.
Kırmızı yanaklı su kaplumbağası, güçlü bir rekabet kabiliyetine sahip fırsatçı bir omnivordur.
Bu kaplumbağa, halihazırda göller, rezervuarlar veya çamurlu havuzlar, hendekler hatta haliçteki acı sular olmak üzere, çeşitli ortamlara uyum sağlayabilir; onları neredeyse tüm kirli ve temiz sularda görebiliriz. Bu nedenle dünyanın en tehlikeli 100 istilacı türlerinden biri haline gelmiştir. Bir yandan, tür geniş bir nişe, farklı ekolojik faktörlere toleranslı çeşitli fizyolojik aktivitelere ve hatta bazı çevresel streslere sahiptir. Öte yandan, güçlü bir davranışsal adaptasyon ve esnekliğe sahip olup, her türlü çevre koşullarına uyum sağlamak için kendini adapte edebilir ve değiştirebilir (Global Invasive Species Database 2020).
İkinci Dünya Savaşı’nın sonunda, evcil hayvan olarak Kırmızı yanaklı su kaplumbağalarına olan talep çarpıcı bir şekilde artmış ve ABD’de ticari kaplumbağa çiftçiliğine ve daha sonra birçok ülkeye büyük bir miktarda ihracata yol açmıştır (Bringsøe 2006). Şimdiye kadar, bu kaplumbağa Avrupa, Afrika, Okyanusya, Asya ve Amerika’da 70’ten fazla ülke ve bölgeye yayılmıştır (Kraus 2009; Rhodin vd. 2017, Global Invasive Species Database 2020).
Bu kaplumbağada ilk veya ikinci yaşlarına kadar hayatta kalan bireyler yaklaşık 30 yıl kadar yaşayabilmektedir. Özellikle Salmonella olmak üzere enfeksiyon riski taşırlar. Bu risk, akvaryum suyunun gençler için en az iki haftada bir kez ve yeni çıkmış yavrular için haftada bir kez değiştirilerek veya uygun bir akvaryum su filtre sistemi kullanılarak azaltılabilir. Ergin birey haline geldiklerinde ağrılı ısırıklara sebep olabilir ve sorumsuz sahiplerin onları olumsuz ekolojik, sosyal ve ekonomik etkilerle vahşi doğaya bırakmalarına yol açabilirler (Csurhes ve Hankamer 2016, Global Invasive Species Database 2020).
Kırmızı yanaklı su kaplumbağası daha hızlı eşeysel olgunluğa ulaştığı ve büyüdüğü, daha fazla yavru ürettiği ve daha agresif oldukları için yerli kaplumbağa türleri için önemli bir tehdit olarak kabul edilmektedir (Kraus 2009; Csurhes ve Hankamer 2016). Birçok çalışma Kırmızı yanaklı su kaplumbağalarının belenme, yuvalama ve güneşlenme alanları için yerli kaplumbağaları rekabet edebileceğine dair kanıtlar sunmaktadır (Cadi ve Joly 2004, Polo-Cavia et al. 2010). Omnivor bir tür olduklarından, bitkileri de besin olarak tükettikleri için birçok yerli sucul form üzerinde negatif etkileri bulunmaktadır (O’Keefe 2005, Global Invasive Species Database 2020).
Sonuç olarak yerli türler ile rekabet, tehlike altındaki türler ile rekabet, hastalık vektörü olması, beslenme, halk sağılığını tehdit eden hastalık taşıma riski, doğal habitat ve ekosistem üzerinde öngörülemeyen etkilere sahiptir.
Fiziksel tedbirler
Kırmızı yanaklı su kaplumbağası elle veya pinter gibi çeşitli yakalama aygıtlarıyla yakalanabilirler. Kaplumbağalar tarafından güneşlenme alanı olarak kullanılan yüzen tahtalar, üstte yem kafesleri ile donatıldığında çok etkili görünmektedir (Scalera 2006). Av köpekleri, hem kaplumbağaları hem de yumurtalarını tespit etmek ve çıkarmak için kullanılabilir; yumurtalar ayrıca yuvalama alanlarındaki dişiler takip edilerek de bulunabilir ve çıkarılabilir (Scalera 2006, Global Invasive Species Database 2020).
Bilimsel araştırma
T. scripta elegans‘ın tanıtımlarının ekolojik etkileri Avrupa ve Asya’daki birçok ülkede detaylı olarak tespit edilmiştir (Cadi ve Joly 2004, Ramsay vd. 2007, Ma ve Shi, 2017, Global Invasive Species Database 2020). Türün Türkiye’deki yerli popülasyonlarla etkileşimi ve etkileri uzun süreli izleme çalışmaları değerlendirilmelidir.
Eğitim ve farkındalık oluşturma
Evcil hayvanların ithalatı, satışı doğaya bırakılmasında halkın bilinçlendirilmesi önemli bir konudur. Ucuz evcil hayvanların maruz kaldığı risk konusunda halkın bilinçlendirilmesini amaçlayan bir bilgilendirme kampanyası AB’de önceliktir (Scalera 2006). Bazı ülkelerde (örneğin: İtalya, İspanya ve Fransa) evcil hayvan sahipleri tarafından terk edilen canlı bireyler kurtarma merkezlerinde ve hayvanat bahçelerinde bertaraf edilmektedir (Scalera 2006). Medya yoluyla yapılan bilgilendirme kampanyaları, insanları evcil hayvanlarına / kaplumbağalarına daha iyi bakmaya teşvik etmeli ve onları vahşi doğaya bırakmaktan kaçınmalarını sağlamalıdır (Bringsøe 2006). Bu hayvanlar insan sağlığı için potansiyel bir risk oluşturmaktadır ve bu da, daha fazla sıhhi kontrol ve halkın daha fazla bilgilendirilmesini gerektirmektedir (Global Invasive Species Database 2020).
Ülkemizde kırmızı yanaklı su kaplumbağasından kaynaklı tehditler gün geçtikçe daha da ciddi hale gelmektedir. Hassas ekosistemlerimizi ve azalan biyolojik çeşitliliğimizi korumak için acilen tür ile ilgili bilimsel araştırmalar teşvik edilmelidir. Türün ülkemizdeki demografik özellikleri (yoğunluk, büyüme oranı, hayatta kalma oranı, yaş kompozisyonu, cinsiyet oranı, difüzyon vb.), üreme ve dağılım potansiyeli hakkında kapsamlı çalışmalara ihtiyaç vardır. Türün popülasyonlarının zamansal ve mekânsal değişimlerini uzun vadede izlemek ve bu zararlı türleri kontrol altına almak için hükümeti ve sosyal güçleri bir araya getiren çalışmaları güçlendirmek gerekmektedir.
Yorum yaz