UNEP: Kirlilik Eylem Notu-Bilinmesi Gereken Veriler

/ 10 Nisan 2022 / / yorumsuz
UNEP: Kirlilik Eylem Notu-Bilinmesi Gereken Veriler

Hava kirliliği, dünyanın her yerinde halk sağlığına yönelik en büyük çevresel tehdittir ve her yıl tahmini 7 milyon erken ölüme neden olmaktadır. Hava kirliliği ve iklim değişikliği, tüm büyük kirleticilerin iklim üzerinde bir etkisi olduğundan ve çoğu sera gazlarıyla ortak kaynakları paylaştığından yakından bağlantılıdır. Hava kalitemizi iyileştirmek, iklim değişikliğini azaltmanın yanı sıra sağlık, sürdürülebilir kalkınma ve birçok çevresel fayda sağlayacaktır.

Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) Kirlilik Gösterge Tablosu, hava kirliliğinin küresel durumunu, ana kaynakları, insan sağlığı üzerindeki etkisini ve bu kritik sorunla mücadele için ulusal çabaları göstermektedir.

Mevcut durum

Dünya çapında on kişiden dokuzu, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) sınırlarını aşan seviyelerde kirletici içeren hava soluyor. Aşağıda yer alan renk skalasında WHO’nun kılavuzunda belirtilen sınırın (10 µg/m3 ) bir katı olarak solunan PM2.5 seviyeleri gösteriliyor. Grafikte her kare µg/m3 olarak ölçülen PM2.5‘un yıllık ortalama seviyelerine göre boyutlandırılmış bir ülkeyi göstermektedir. Skalada koyu mor rengin üzerine geldiğimizde hava kirliliğine en fazla maruz kalan ülkelerin; Nepal, Hindistan ve Nijer olduğunu görüyoruz. Nepal ve Hindistan’da her yıl insanlar ortalama 83  µg/m3– DSÖ’nün sınır değerinin 8.3 katı PM2.5 soluyor. Nijer’de 80  µg/m3-DSÖ’nün sınır değerinin 8 katı PM2.5 soluyorlar. Türkiye ise insanlar yılda 26 µg/m3– DSÖ’nün sınır değerinin 2.6 katı PM2.5 solumaktadır.

 

Soluduğumuz her nefeste ciğerlerimize, kalplerimize ve beyinlerimize zarar verebilecek ve bir dizi başka sağlık sorununa neden olabilecek küçük parçacıkları içimize çekiyoruz. Kurumdan, sülfatlara kadar her şeyi içerebilen bu parçacıkların en tehlikelisi, çapı 2.5 mikron veya daha küçük olan ve PM2.5 olarak adlandırılan partikül maddelerdir.

Hava kirliliği küresel bir sorun olmasına rağmen, gelişmekte olan ülkelerde yaşayanları, özellikle de kadınlar ve çocuklar gibi en savunmasız olanları orantısız bir şekilde etkilemektedir.

Sektörlere göre hava kirliliği kaynakları 

Konut kirliliği – çoğunlukla mutfak, ısıtma ve evlerimiz için elektrik üretme- ve ulaşım en önemli partikül madde kaynaklarıdır. Rüzgarla taşınan toz ise Afrika ve Batı Asya’nın çoğunda önemli bir partikül madde kaynağıdır.

Aşağıda sektörlerin partikül madde kirliliği için etkisi gösterilmektedir.

Her büyük kare yukarıdaki sektörlere göre renklendirilmiş olan µg/m3 olarak ölçülen PM2.5‘un yıllık ortalama seviyelerine göre boyutlandırılmış kareleri içermekte olan dünya kıtalarını göstermektedir. Buna göre; Kuzey Amerika’da en büyük katkıyı yapan sektör ulaşımdır- toplam 7.75 µg/m3 ün 1.15 µg/m3.  Latin Amerika ve Karayipler’de en büyük katıyı yapan sektör kalan kaynaklar, Avrupa, Afrika ve Batı Asya’da rüzgarla taşınan toz, Asya ve Pasifik’te ise en büyük katkıyı konut sektörü yapmaktadır.

Havamızı kirleten partikül maddeler çoğunlukla elektrik ve ulaşım için fosil yakıtların yakılması, atıkların yakılması, tarım, kimya ve madencilik endüstrileri gibi insan faaliyetlerinden kaynaklanmaktadır. Doğal kaynaklar arasında volkanik patlamalar, deniz spreyi, toprak tozu ve yıldırım bulunur. Tarım aynı zamanda troposferik ozonun gelişmesine yol açan önemli metan ve amonyak kaynağıdır.

Gelişmekte olan ülkelerde, yemek pişirmek ve ısıtmak için ham kömür gibi odun ve diğer katı yakıtlara ve aydınlatma için kerosen kullanımı evlerde hava kirliliğini artırmaktadır. Ev içi hava kirliliği de birçok ülkede dış hava kirliliğinin büyük bir kaynağıdır.

Maruziyet

2019’da yaklaşık dört milyon insan partikül maddeye bağlı dış hava kirliliğine maruz kalmaktan öldü ve en yüksek ölüm oranları Asya ve Doğu Avrupa’da meydana geldi. Aşağıdaki grafikte renk skalası 100.000 kişi başına partikül maddeye bağlı ölüm oranları gösterilmektedir. Her kare ise 2019 yılında bu ölüm oranlarının boyutlarına göre boyutlandırılmıştır. Buna göre; partikül maddeye bağlı ölümlerin en fazla olduğu Çin’de 2019 yılında 1.423.633 kişi yani 100.000’de 100.09 kişi hava kirliliğinden öldü. İkinci sırada yer alan Hindistan’da ise 979.682 kişi 100.000’de 70.44 kişi hava kirliliğinden öldü. Türkiye’de 2019 yılında bu sayı 41.524 kişi  100.000’de 51.04 olarak gösterilmektedir.

Hava kirliliği önemli bir küresel sağlık sorunudur ve dünya çapında her dokuz ölümden birine neden olmaktadır. PM 2.5‘e maruz kalma, ortalama küresel yaşam beklentisini 2016’da yaklaşık bir yıl azalttı.

PM 2.5 hava kirliliğine bağlı en ölümcül hastalıklar; felç, kalp, akciğer hastalığı ve kanserdir. Yüksek düzeyde partikül maddeler ayrıca diyabet gibi diğer hastalıklara da katkıda bulunur ve çocuklarda bilişsel gelişimin bozulması ve zihinsel sağlık sorunlarının alevlenmesi ile ilişkilendirilmiştir.

Politika eylemleri

Daha fazla hükümet, hava kalitesini iyileştirmek için politikalar getiriyor ancak ilerlemenin önündeki engeller arasında yavaş uygulama ve kapasite boşlukları yer alıyor.

Aşağıdaki grafikte renkler daha iyi hava kalitesi için hedefe ulaşmayı gösteriyor. Koyu mavi renk hedefe ulaşıldığını, açık mavi takipte olunduğunu, sarı renk karşılanmadığını ve gri renk veri olmadığını gösteriyor. Her kare ise hedefe ulaşılan veya yolda olan hedef sayısına göre ülkeleri belirtiyor. Bu grafiğe göre Türkiye şu hedeflere ulaşmıştır: Temiz üretim teşvikleri, araç emisyon standartları, yakıt sülfür içeriği, konutlardaki mutfak ve yakıt teşvikleri, hava kalitesi standartları. Katı atık yakma konusunda takipte olduğu gösterilmektedir.

UNEP’in Hava Kalitesi Eylemleri raporu, son beş yılda tüm büyük kirletici sektörlerde ilerleme olduğunu, ancak uygulama, finansman, kapasite ve hava kalitesinin izlenmesinde büyük boşluklar olduğunu kaydetmektedir. Politika önlemleri, hava kalitesinde uzun vadeli iyileştirmeler için bir çerçeve oluşturur ancak sonuçların gösterilmesi zaman alabilir. En kirli alanlarda, trafik yasakları veya yolların kapatılması gibi diğer önlemlere de ihtiyaç duyulabilir.

Gelişmiş ülkeler son yıllarda hava kalitesini büyük ölçüde iyileştirdi, ancak mutfak ve ısınma için hala odun ve diğer katı yakıtlara bağımlı olan birçok gelişmekte olan ülke geride kalmaktadır. Hava kalitesiyle mücadele etmek için bilgi, araç ve kaynaklara erişmek için desteğe ve rehberliğe ihtiyaçları var.

Dünya pandemiden çıkmaya başlarken, hükümetler yeşil ve kapsayıcı bir toparlanmanın temellerini atan politikalara öncelik vermelidir. Hava kirliliği ile mücadele etmeden bu mümkün olmayacaktır. Ülkelerin sürdürülebilir ulaşım, yenilenebilir enerji üretimi ve kullanımı ve atık yönetimi konularında birlikte çalışması gerekiyor. İşletmelerin yenilik yapması gerekiyor ve hepimiz karbon ayak izimizi azaltmalıyız.

Kaynak: https://www.unep.org/interactive/air-pollution-note/

 

Yorum yaz