3 MART DÜNYA YABAN HAYATI GÜNÜ: Ormanlar ve Geçim Kaynakları
Birleşmiş Milletler’in 20 Aralık 2013 tarihinde düzenlenen 68’inci Genel Kurulunda yeryüzünü paylaştığımız yabani hayvan ve bitki türlerinin korunması konusunda farkındalığı artırmak amacıyla 3 Mart’ın Dünya Yaban Hayatı Günü ilan edilmesine karar verildi. Bu tarih “Nesli Tehlike Altında Olan Yabani Hayvan ve Bitki Türlerinin Uluslararası Ticaretine Dair Sözleşme (CITES)” nin 1973 yılında kabul edildiği gündür.
3 Mart Dünya Yaban Hayatı Günü’nün 2021 yılı teması “Ormanlar ve Geçim Kaynakları: İnsanları ve Gezegeni Sürdürmek” olarak belirlenmiştir. Bu yılın teması ormanların hem barındırdığı biyolojik çeşitliliğin hem de sahip olduğu ekolojik süreç ve döngülerin insanlar için önemine vurgu yapmaktadır.
Dünyada 350 milyon insan, geçim kaynakları için orman ve orman türleri tarafından sağlanan çeşitli ekolojik süreç ve döngüye güvenerek gıda, barınma, enerji ve ilaçlar dahil olmak üzere en temel ihtiyaçlarını karşılamak için dünyanın dört bir yanındaki ormanlık alanlarının içinde veya yakınında yaşıyor.
Yerli halklar ve yerel topluluklar, insanlar ve orman arasındaki simbiyotik ilişkinin, ormanda yaşayan yaban hayatı türlerinin ve sağlanan ekosistem hizmetlerinin ön saflarında yer almaktadır. Şu anda dünyanın kara yüzeyinin yaklaşık % 28’i, gezegendeki ekolojik olarak en sağlam ormanlardan bazıları da dahil olmak üzere yerli halklar tarafından yönetilmektedir. Bu alanlar bu insanların sadece ekonomik ve kişisel refahları için değil, aynı zamanda kültürel kimlikleri için de merkezi konumdadır.
Ormanlar, orman türleri ve bunlara bağlı geçim kaynakları, şu anda iklim değişikliğinden biyolojik çeşitlilik kaybına ve COVID-19 salgınının sağlık, sosyal ve ekonomik etkilerine kadar karşı karşıya olduğumuz birçok krizin kavşak noktasında yer almaktadır.
Orman temelli geçim kaynaklarını korumak; bir taraftan insan refahını korurken diğer taraftan ormanlarda yaşayan yabani bitki ve hayvan türlerinin varlığını sağlayarak bu önemli doğal sistemlerle daha sürdürülebilir bir ilişki kurmaya katkıda bulunan geleneksel uygulamaların ve bilginin değerini de ortaya koymaktadır.
Ülkemizde de geçimini orman ürünlerinden ve ormancılık faaliyetlerinden sağlayan kırsal alanlarımız ve bu alanlarımız da yaşayan halkımızın geleneksel yöntemlerini hala sürdürme çabası mevcuttur. Bu geçim kaynaklarına sahip çıkmak, desteklemek ve gelecek nesillere kültürel bilgi ve deneyimleri aktarmak yerel ve adil kalkınma ve göçü önlemek için vazgeçilmez bir öneme sahiptir.
Ülkemizde yıllar itibariyle orman köyü sayısı artmasına karşın, köylerde yaşayan insan sayısı azalmaktadır. Ormancılık istatistiklerine göre, Türkiye’de 2012 yılında 21 bin 549 orman köyünde 7 milyon 332 bin 264 kişi yaşıyorken, 2019 yılında bu sayı 22 bin 941 orman köyünde 6 milyon 970 bin 77 kişi olarak kayıtlara geçtiği bildiriliyor.
Orman ve orman ekosisteminin ayrılmaz bir parçası olan orman köylüsünün ormanla birlikte büyüyüp gelişmesinin önündeki engellerin kaldırılması ve ormanların madencilik gibi amaç dışı ve ekosistemi tahrip edici faaliyetler yerine büyük ölçüde orman köylüsünün geleneksel yaşam biçiminin desteklendiği yönetim anlayışının benimsenmesi ormanların gelecek nesiller ve şehirlerde yaşayan insanların da refahına katlı sağlayacağı gerçeğine vurgu yaparak 3 Mart Dünya Yaban Hayatı Gününü kutluyoruz.
Doğa ve Sürdürülebilirlik Derneği kurucusu ve yönetim kurulu başkanıdır. 1994 yılında Çevre Bakanlığında Biyolog olarak göreve başladı. Meslek kariyeri boyunca çevre yönetimi ve doğa koruma konularında hem mesleğinde hem de gönüllü olarak çok sayıda proje, yayın ve kampanya çalışmalarına katıldı. 1999-2017 yılları arasında Türkiye Tabiatını Koruma Derneğinde gönüllü olarak aktif görevlerde bulundu, 2009-2017 tarihleri arasında Genel Başkan Yardımcılığı, aynı zamanda 2010-2018 yılları arasında Tabiat ve İnsan dergisi sorumlu yazı işleri müdürlüğü yaptı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığında Su ve Toprak Kirliliği İzleme Şube Müdürlüğü görevinden Nisan 2023'de emekliye ayrıldı.
Yorum yaz