ÇEVRENİN SORUNU İNSAN!

/ 5 Haziran 2020 / / yorumsuz
ÇEVRENİN SORUNU İNSAN!

Dünya Çevre Günü; “Eğer tarladaki düzeni bozmazsan o zaman ihtiyacınızdan daha çok ürün elde edersin;
Çevre; canlıların yaşadığı evi. Doğa; hiç masraf etmeden mükemmel yaşam alanları sundu, canlılar yaşasın diye. İnsanlar ne zaman doğayı; ihtiyaçları ve bitmeyen tüketim isteklerini- hırslarını karşılayacak bir kaynak olarak görmesiyle birlikte; orman, göl, nehir vb. doğal alanları gelecek nesilleri düşünülmeden, kirletmesi ve giderek tüketmesi, çevrenin yok olmasına neden olmuştur. Doğal çevrenin giderek yaşanamaz hale gelmesi; bireysel davranışların yanı sıra, bütün ülkelerin ortak sorunu olduğu farkına varılınca; İsveç’in Stockholm kentinde 1972 yılında yapılan Birleşmiş Milletler Çevre Konferansı’nda, 5 Haziran günü Dünya Çevre Günü olarak kabul edildi.
NEDENİ İNSAN!

Çevresel sorunlar, “bazı insanların” bitmek tükenmek bilmeyen, doğayı hiç bitmeyecek kaynak gibi görüp daha çok para kazanma aktivitelerinin biyolojik ve fiziksel çevre üzerindeki zararlı etkilerinin toplamına verilen adıdır.
Düne kadar; yaşanılabilir bir çevrenin; insanlığa sağladığı huzur, ekonomi, temiz su- gıda güvenliği ve kararlı iklimin yerine; son yıllarda insanlığın geleceğini yakından ilgilendiren ve evrensel bir tehlike oluşturan, çarpık kentleşme, sağlıksız sanayileşme, beslenme ve enerji konusunda yaşanan problemler, azalan ve tükenen canlı türleri, su krizi, artan kirlilik ve iklim değişikliklerinin neden olduğu çevre kirliliği ve açlığın belirgin bir hal alması, çağımızın en önemli sorunu haline gelmiştir.

ÇÖZÜMÜ DE İNSAN!
Doğa insanlar olmadan da yaşamını sürdürebilecektir. Covid 19’la doğa üzerindeki insan etkinliklerin azalması, doğanın nefes alması –dinlenmesi- arınması belirtilerini göstermiştir. Günümüzde, doğaya dost olmanın ne kadar önemli olduğunun farkına varılmasıyla, insan-doğa ilişkilerinde sorunun, insanın doğaya karşı tutum ve davranışlarının ahlaki boyutu sorgulanmaya başlandı. Doğaya verilen tahribatın; enerji –su –gıda yetmezliği; savaşlar, hastalıklar ve salgınlar gibi tüm olumsuzlukların, insanların aç gözlülüğünün- israfının ve yarını düşünmemesinin sonuçları olduğu bilinmektedir.
Çevre problemlerinin politik yapıyla, uluslararası ticaretle, ekonomik zenginlikle, yoksullukla, bilimle ve teknoloji ile bağlantısı düşünüldüğünde, bu problemlerin bütününü göz önüne almadan çözülebilmesi de olanaksız görünmektedir. Günümüzde sorunun, parayla değil ahlak ve vicdanlı olmakla çözümlenebileceği savunulmaktadır. Çünkü; ahlak; hayata yön veren ve şekillendiren kurallar bütününü olmasının yanı sıra; kavramsal olarak da huy, davranış ve kişinin yaptığı hareketler bütünüdür.

ÇEVRE AHLAKI
Genel olarak düşünüldüğünde, çevre etiğinin insanın doğayla, ya da geniş anlamda kendi dışındaki dünya ile nasıl ilişkide bulunması gerektiğini incelediği belirtilmektedir. Çevre etiği, çevre ile ilgili, doğadaki ortak yaşamla ilgili sorunları sadece eğitim ve bilme bırakmayıp bu sorunları felsefe ve etik bağlamında sorgulayan ve çözümler üreten uygulamalarını da dahil etmek gerekir. Bu nedenle insan-doğa ilişkilerini düzenleyen kurallar da ahlak kavramına edilmiştir. Çünkü nedeni oluşturan insan, çözümde onun elindedir. Bunun içinde insan- doğa ve insanın –insan ilişkileri boyutlarını bilinçli bir vicdan – etik yaklaşımı ve tartışmalarıyla, sunulacak çözüm yolları konuşulmadan, bunların doğa ile bütünleşmesi sağlanmadan çözümlenmesi mümkün olmayacaktır. Yoksa doğaya egemen olan insan doğadaki canlı yaşamını- düzenini tehlikeye atacaktır.

Bugün yüz yüze kaldığımız çevre sorunlarının önemli bölümü çevreye yönelik bakış açısından kaynaklanmaktadır. Bu nedenle bireylerin çevreye yönelik olumlu değerler geliştirmeleri son derece önemlidir.

Çevre ahlakı insan davranışlarla belirlenmektedir. Mensiyüs’ten bir örnek; “Eğer tarladaki düzeni bozmazsan o zaman ihtiyacınızdan daha çok ürün elde edersin; eğer attığın ağın gözleri çok küçük olmazsa o zaman yeterinden daha fazla balık ve kaplumbağan olur; eğer ormana baltayı ancak belirli ve uygun zamanlarda vurursan o zaman yeterinden daha fazla keresten olur.” “Doğanın düzenini bozmazsan sürekli ve daha çok ürün elde edersin”. İnsanın insana duyduğu ihtiyaç ve dayanışma kadar insanında doğaya saygılı olup, keyfi kararlar yerine, yaşamını sürdürebilmesi için doğaya ihtiyaç duyduğu unutulmamalıdır.
Dünya Çevre Günümüz kutlu mu olsun!

Etiketler
Avatar photo

Süleyman Demirel Üniversitesi, Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi emekli öğretim üyesi ve Su Enstitüsü kurucusu, sulak alanlar ve sulak alanların korunması üzerine çok sayıda çalışması bulunan Limnolog Dr. Erol Kesici, derneğimiz üyesi ve bilim danışmanıdır.

Yorum yaz